Yönetmelik, denizcilik sektöründeki belirli ürün gruplarını kapsar ve bunların güvenliğini, çevresel performansını ve serbest dolaşımını güvence altına alır. Yönetmeliğin temel uygulama alanları şunlardır:
Boyu 2,5 metreden 24 metreye kadar olan gezi tekneleri ve kısmen tamamlanmış gezi tekneleri.
Kişisel deniz taşıtları ve kısmen tamamlanmış kişisel deniz taşıtları.
Deniz taşıtına monte edilmiş veya monte edilmesi amaçlanan sevk motorları.
Deniz taşıtına büyük tadilat yapılan sevk motorları veya deniz taşıtları.
Yönetmeliğin Ek-2'sinde listelenen ve piyasaya ayrı olarak arz edilen bileşenler. Bu bileşenler arasında, içten takmalı benzinli motorlar için ateşlemeye karşı korumalı ekipmanlar, dıştan takma motorlar için vitese takılmaya karşı koruma cihazları, direksiyon sistemleri, sabit yakıt tankları ve yakıt hortumları ile hazır ambar kapakları yer almaktadır. Bu parçaların, güvenli bir tekne işletimi için kritik öneme sahip olması nedeniyle özel olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin kapsamı dışında kalan belirli ürünler de bulunmaktadır. Bunlar arasında sadece yarış amaçlı üretilen tekneler, kanolar, kayaklar, gondollar, pedalolar, sörf tahtaları, tarihi kopyalar, denizaltılar, hovercraft'lar ve ticari amaçla yolcu taşıyan gemiler yer almaktadır.
Kişisel kullanım için üretilen tekneler özel bir duruma sahiptir. Bu tekneler, gelecekteki kullanıcısı tarafından kendi kullanımı için yapıldıkları ve en az beş yıl boyunca piyasaya arz edilmedikleri sürece yönetmelik kapsamı dışında tutulmaktadır. Ancak, bu beş yıllık süre dolmadan ürünün piyasaya arz edilmesi durumunda, "Üretim Sonrası Değerlendirme" (Module PCA) prosedürünün uygulanması zorunlu hale gelmektedir. Bu prosedür, ürünün uygunluğunu değerlendirmek için onaylanmış bir kuruluşun denetimini gerektirmektedir. Yönetmelik kapsamında belgelendirilebilecek ürünler; Boyu 2.5 m - 24 m arası gezi tekneleri Kişisel deniz taşıtları (jet ski) Kısmen tamamlanmış tekneler/deniz taşıtları Deniz taşıtına monte edilmiş sevk motorları Büyük tadilata uğramış tekneler/motorlar Ayrı piyasaya sürülen Ek-2 bileşenleri Yönetmelik kapsamı dışında kalan ürünler; Sadece yarış amaçlı tekneler Kanolar, kayaklar, gondollar, pedalolar Sörf tahtaları ve yelkenli sörf tahtaları Tarihi kopyalar (1950 öncesi orijinal tasarımlar) Denizaltılar, hava yastıklı araçlar (hovercraft) Hidrofil tekneler Ticari amaçlı yolcu taşıyan gemiler Kullanıcı tarafından kendi kullanımı için inşa edilen tekneler (5 yıl boyunca piyasaya arz edilmemesi koşuluyla) Yukarıda yapılan ayrım karmaşık yasal metinleri basitleştirerek, üreticilerin ve ithalatçıların ürünlerinin yönetmelik kapsamına girip girmediğini hızlıca belirlemesine yardımcı olmaktadır. Bu netlik, yanlış bir uygunluk sürecinin başlatılması riskini azaltır ve tüm paydaşlar için operasyonel verimliliği artırır.
Yönetmelik, uygulama alanlarını netleştirmek için bir dizi kilit tanım içermektedir:
"Tekne boyu": Uyumlaştırılmış standartlara göre ölçülen tekne gövdesinin uzunluğudur.
"Piyasaya arz etme": Ticari bir faaliyet kapsamında bir ürünün Birlik pazarına ilk kez sunulması anlamına gelir.
"Hizmete sunma": Bir ürünün son kullanıcı tarafından Birlik içinde ilk kez kullanılmasıdır.
"Büyük tadilat": Bir deniz taşıtının sevk sistemini değiştiren, motorda emisyon limitlerini potansiyel olarak aşmasına neden olabilecek bir değişiklik yapan veya aracın temel güvenlik gerekliliklerini karşılayamamasına yol açan önemli değişikliklerdir. Bu tür tadilatlar, ürünün yeniden uygunluk değerlendirmesine tabi tutulmasını gerektirebilir.
"Kişisel ithalatçı": Türkiye'de yerleşik olup, ticari amaç gütmeksizin kendi kullanımı için yurt dışından ürün ithal eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.
"Onaylanmış kuruluş": Yönetmelik kapsamında uygunluk değerlendirme faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere yetkilendirilmiş, Türkiye'de yerleşik (TURKAK tarafından akredite) bir kuruluştur.
Temel Güvenlik Gereklilikleri
Yönetmelik, gezi teknelerinin ve kişisel deniz taşıtlarının tasarım ve inşası için kapsamlı güvenlik gereklilikleri belirlemektedir. Bu gereklilikler, deniz taşıtının yapısal bütünlüğünü, denge ve yüzebilirliğini, su basma ve can salı istifleme önlemlerini kapsar. Yeni yönetmelik, eski düzenlemelerin ötesinde, gerçek dünya senaryolarını dikkate alan önemli iyileştirmeler getirmiştir. Örneğin, tekneden suya düşen bir kişinin yardımsız bir şekilde tekneye geri dönebilmesini sağlayan bir reboarding (tekneye yeniden biniş) sistemi zorunlu hale getirilmiştir. Çok gövdeli (multihull) tekneler için, alabora olma durumunda kolayca erişilebilir bir kaçış yolunun bulunması şartı getirilmiştir. Bu tür gereklilikler, yönetmeliğin pasif güvenlik önlemlerinin yanı sıra aktif olarak can kurtarma ve kaza sonrası güvenliği sağlama odaklı bir yaklaşım benimsediğini göstermektedir.
Yönetmeliğin çevresel boyutu, özellikle sevk motorları için belirlenen egzoz ve gürültü emisyon limitleri ile öne çıkmaktadır. Üreticilerin, motorlarının belirli karbon monoksit (CO), hidrokarbon (HC), nitrojen oksit (NOx) ve partikül madde (PM) limitlerini aşmadığını ilgili test raporlarıyla belgelendirmesi gerekmektedir. Benzer şekilde, motorlardan kaynaklanan gürültü seviyeleri için de test raporları talep edilmektedir. Bu zorunluluklar, yönetmeliğin sadece denizcilerin güvenliğini değil, aynı zamanda deniz ekosisteminin korunmasını da amaçladığını kanıtlamaktadır.
Her bir deniz taşıtının belirli tanımlama bilgileri ve belgeleri taşıması zorunludur. Yeni yönetmelik, önceki "Tekne Tanıtım Numarası" (HIN) yerine "Deniz Taşıtı Tanıtım Numarası"nı (WIN) getirmiştir. Üreticinin adını, kayıtlı ticari adını veya markasını ve iletişim adresini içeren bir üretici plakası da zorunlu hale gelmiştir. Ayrıca, kullanıcıya teknenin güvenli kullanımı, bakımı ve teknik özellikleri hakkında bilgi veren kapsamlı bir kullanıcı el kitabının ürünle birlikte sunulması gerekmektedir.
Yönetmelik, gezi teknelerini, dayanabileceği en kötü seyir koşullarına göre dört ana tasarım kategorisine ayırmıştır: A, B, C ve D. Bu kategoriler, teknenin seyrine izin verilen rüzgâr ve dalga parametrelerini belirler. Önemli bir değişiklik olarak, 2013/53/AB yönetmeliği, önceki direktiflerde kullanılan "okyanus", "kıyı" gibi coğrafi tanımlamaları kaldırmış, bunların yerine somut ve ölçülebilir rüzgâr kuvveti (Beaufort ölçeği) ve dalga boyu (metre) parametrelerini getirmiştir. Bu değişiklik, tüketicilere bir teknenin yetenekleri hakkında daha net, şeffaf ve bilimsel verilere dayanan bir bilgi sunulmasını sağlamaktadır. Bu durum, ürünün pazarlama terimlerinden ziyade, objektif mühendislik verileriyle ifade edilmesini teşvik etmektedir.
CE İşaretinin Anlamı ve Sorumluluklar
CE (Conformité Européenne) işareti, üreticinin bir ürünün ilgili tüm AB ve ulusal yönetmeliklere uygun olduğunu beyan eden bir uygunluk işaretidir. Bu işaretin iliştirilmesi, üreticinin kendi sorumluluğundadır. Yönetmelik, ürün güvenliğinden ve uyumundan sorumlu olan tüm ekonomik işletmecilerin (imalatçı, ithalatçı, distribütör) rollerini ve sorumluluklarını net bir şekilde belirlemektedir.
Her ürün için, üreticinin veya yetkili temsilcisinin bir teknik dosya hazırlaması ve bunu en az 10 yıl süreyle saklaması gerekmektedir. Bu dosya, ürünün tasarımını, üretimini, ilgili test raporlarını ve yönetmeliğin temel gerekliliklerine uygunluğunu kanıtlayan diğer belgeleri içermelidir.
Ayrıca, üretici her bir ürün tipi için yazılı bir AB uygunluk beyanı hazırlamak zorundadır. Bu beyanı imzalayan üretici, ürünün yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu beyan ederek tüm hukuki sorumluluğu üstlenmektedir. Beyan, ürünün tanımı, üretici bilgileri, uygulanan uygunluk değerlendirme prosedürleri, referans standartlar ve Onaylanmış Kuruluş bilgileri gibi detayları içermelidir.
Yönetmelik, üreticilere, ürünlerinin özelliklerine ve risk seviyelerine göre çeşitli uygunluk değerlendirme prosedürleri (modüller) arasından seçim yapma esnekliği sunmaktadır. Bu modüller, teknenin boyutu ve tasarım kategorisi gibi faktörlere bağlı olarak farklılık gösterir. Örneğin, 12 metreden küçük ve C/D kategorisindeki tekneler için üreticinin kendi iç kontrolüne dayalı Modül A gibi daha basit prosedürler yeterli olabilirken, 12 metreden büyük veya A/B kategorisindeki daha karmaşık tekneler için Modül B (AB tip incelemesi) ile birlikte Modül C, D, E veya F gibi prosedürlerden birinin uygulanması ve bir Onaylanmış Kuruluşun sürece dâhil olması zorunludur.
Bu modüler yaklaşım, düzenleyici çerçevenin riske dayalı bir felsefeyi benimsediğini göstermektedir. Daha yüksek risk taşıyan ürünler için bağımsız bir üçüncü taraf denetimi zorunlu kılınırken, daha düşük riskli ürünler için üreticinin kendi iç kontrolü yeterli kabul edilmektedir. Bu, kaynakların en çok ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirildiğini ve sürecin hem güvenliği hem de maliyet-etkinliği dengelediğini göstermektedir.
Yönetmeliğe uyum, sadece bir yasal zorunluluktan ibaret değildir; aynı zamanda işletmeler ve tüketiciler için önemli stratejik ve operasyonel faydalar sunan bir yatırım niteliğindedir.
Pazara Serbest Erişim: Yönetmeliğe uygunluk ve CE işareti, gezi tekneleri ve bileşenlerinin Avrupa Ekonomik Alanı'ndaki 30'dan fazla ülkede ve Türkiye'de serbestçe dolaşabilmesi için temel bir ön koşuldur. Bu durum, üreticilerin farklı ulusal düzenlemelerle uğraşma yükünü azaltmakta ve onlara büyük bir pazarın kapılarını açmaktadır.
Hukuki ve Ticari Avantajlar: CE belgesine sahip firmalar, yasal yaptırımlardan muafiyet kazanır ve ürün geri çağırma riskini azaltır. Ürünlerinin güvenli ve yüksek standartlarda olduğunu kanıtlayan bu belge, aynı zamanda kurumsal itibarı ve marka prestijini artırır, müşteri memnuniyetini yükseltir ve rekabeti güçlendirir.
Tüketici Güveni ve Güvenlik: Yönetmelik, ürünlerin tasarım, üretim, güvenlik ve çevresel gerekliliklere uyduğunu garanti altına alarak, tüketicilerin satın aldıkları ürünlerin yüksek standartları karşıladığından emin olmalarını sağlar. Bu durum, denizcilik sektörüne olan genel güveni artırır.
Eşit Rekabet Koşulları: Yönetmeliğin getirdiği harmonize standartlar, pazarda dürüst ve sorumlu çalışan işletmeler için eşit bir rekabet ortamı yaratır. Bu, hem tüketicileri hem de yasalara uygun hareket eden işletmeleri korur. Bu döngü, daha güvenli ve çevre dostu ürünlerin üretilmesini teşvik eder, bu da inovasyonu beraberinde getirir ve tüm paydaşlar için faydalı bir ekosistem yaratır.
Gezi Tekneleri ve Kişisel Deniz Taşıtları Yönetmeliği (2013/53/AB), denizcilik sektöründe güvenliği, çevre korumasını ve ekonomik iş birliğini sağlayan temel bir yapı taşıdır. Yönetmeliğin getirdiği harmonize standartlar ve CE işaretleme süreci, üreticilere uluslararası pazarlara erişim sağlarken, tüketicilere de güvenli ve kaliteli ürünlere ulaşma imkânı sunar.
Bu yönetmelik, sabit bir yasal metin olmaktan ziyade, dinamik ve "yaşayan bir belgedir". Mevzuatın, teknolojik gelişmelere ve çevresel kaygılara paralel olarak sürekli güncellenmesi beklenmektedir. Gelecekte, daha katı egzoz ve gürültü emisyon limitlerinin yanı sıra, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve dijital teknolojilerin (nesnelerin interneti, siber güvenlik) deniz taşıtlarına entegrasyonu gibi konuların yönetmelik kapsamına alınması öngörülmektedir.
Sonuç olarak, yönetmeliğe uyum, işletmeler için sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda rekabet avantajı elde etmek, kurumsal sorumluluk taahhüdünde bulunmak ve sektörel geleceğe yatırım yapmak anlamına gelmektedir. Bu rehber, ilgili tüm paydaşlar için yönetmeliğin karmaşık yapısını anlaşılır hale getirmeyi ve uyum sürecinin stratejik önemini vurgulamayı amaçlamaktadır.